9.Sınıf *Türk Dili ve Edebiyat*(2018-2019)

Şimdi hepsi rahmetli olan aile büyüklerimiz “Aklımı Koru ya Rabbim” derdi. Ben çocukken bunun ne anlama geldiğini pek algılayamazdım. Neden başka bir yerimi değil de aklımı? Ayrıca zihin ile beynin aynı şey olmadığı gerçeği ile de henüz yüzleşmemiş idim. Tıpkı kalbimizle algılamak ile beynimizle algılamanın farklı şeyler olduğunu anlayamadığım gibi. İlerleyen yıllar, bunun sonucu oluşan birikimler, sürekli olarak her bir şeyi sorgulayan bir eğitim düzeyi, pek çok kişi gibi beni de sırrı tam olarak çözülemeyenleri daha çok merak etmeye sevk etti. Beyin bunlardan birisi. Özetkitap.com sitesine girip bir küçük araştırma yaparsanız konusal olarak en çok bu alanla ilgili kitaplara iltimas ettiğimi göreceksiniz. “Süper Beyin” bu alanda yazılmış kitapların en iyilerinden biri. Bu 35 sayfalık özet ile tatmin olmayan pek çoğunuzun kitabı satın alıp 342 sayfayı bir solukta okuyacağınızdan eminim. En içten sevgi ve saygılarımla; FURKAN ADALI

Değerli Dostlarım, Türk insanının yaşam memnuniyeti 2015 yılında % 56 iken 2016 yılında % 61’e yükselmiş. Kadınlarda bu oran 2015 yılında % 60,2 iken 2016 yılında % 64,5 ‘e, erkeklerde ise 2015‘te % 52,9 olan oran % 58,1’e yükselmiş. Norveç, Danimarka, İsviçre gibi ülkelerin başı çektiği dünya mutluluk endeksinde ise Türkiye 67. sırada. Son derece göreceli olan bu kavramı Hint asıllı bir Amerikalı olan Raj Raghunatan bir ders konusu olarak işliyor. Dersi de son derece popüler. 2017 yılında yayınlanan kitabı “Madem O Kadar Zekisin Neden Mutlu Değilsin?” Kişisel Mutluluk  alanında gelişebilmenin pek çok ipucunu veriyor. Ülkenin mutsuz insanları okusun ve bir nebze dahi olsa daha mutlu olmaya çalışsın diye zevk ile okuyacağınızı ümit ederim. En İçten Sevgi ve Saygılarımla FURKAN ADALI

Değerli Dostlarım, Aptal, cahil, hain, satılmış, hepsi bu sıfatlar değerli bilim adamı Celal Şengör Hoca’nın “Aptalı Tanımak” isimli kitabından. Hoca, “Ben bu kelimeleri aşağılamak veya hakaret amacı ile seçmedim. Bu kelimeleri bir durumun bilimsel tespiti için seçtim, birer sıfat olarak algılayınız” diyor. 18 Mart Çanakkale Zaferi kutlamaları vesile ile Diyanet İşleri Başkanlığı Türkiye’nin 84.500 camiinde okunmak üzere bir hutbe yayınladı. Bu zafer kutlamasında bir tek kez dahi ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün adı geçmiyor. Atatürksüz bir Çanakkale Zaferi. 3 Mart 1924 yılında bizzat Atatürk tarafından kurulan Diyanet İşleri Başkanlığı dinimizi doğru öğreteceği yerde tarihimizi saptırıyor. Hoca’nın bu bir nefeste okunası kitabının özetini derhal paylaşmak farz oldu. Okuyun, Paylaşın, Okutun. Susmayın, yoksa çok yakında sıra size gelecek. En İçten Sevgi ve Saygılarımla FURKAN ADALI

    Bundan tam 1017 saniye önce bu kainat, bir elektron bulutundan ibaretti. Sonra “olmazlar” “oldu”, bugün bildiğimiz bütün termodinamik prensipler tersine işledi, bu zerreler yer yer toplanıp bir araya geldi, yıldızlar, onların etrafında gezegenler teşekkür etti.

         İnsanlık bir dönüm noktasında. Tarih boyunca eşi görülmemiş boyutta muazzam bir dönüşüm, bir geçiş dönemine girmiş bulunmaktayız. İnsan türü aşırılık çağında son sürat ilerlemekte. Bir yanda aşırı zenginlik, bir yanda aşırı fakirlik; teknolojide, silahlanmada, küreselleşmede aşırı uçlar. Eğer insan türünün devam etmesini istiyorsak tüm bunlarla nasıl başa çıkacağımızı öğrenmemiz gerekiyor. Baş döndürücü teknolojik gelişmeleri hızla büyüyen nüfusu desteklemek için kullanmanın yollarını bulabilirsek bizi harika bir gelecek bekliyor ancak bunu başaramazsak yeni bir Karanlık Çağ başlatabiliriz.     Zeka ve teknolojinin dünyayı mahvetmek yerine dönüştürmek için kullanılması gerektiğini vurgulayan yazar, teknolojinin hayatımıza olan etkisi üzerine çalışmalar yapan dünyaca ünlü bir uzmandır. Dünya çapında doğum kontrolünden, eko sistemin onarılmasına; nanoteknoloji gelişmelerine kadar geniş kapsamlı sorunlara etkileyici, akla yatkın ve olanakl...

Değerli Dostlarım, Hamile kadının aş ermesi, emekleme çağındaki bazı çocukların evdeki saksının içinden toprak yemesi veya badanalı duvardan kireç kazıyıp yemesi. Hiç olmayacak zamanlarda canımızın her hangi bir gıdayı çekmesi beni zaman zaman karaciğerimizin beyinden ayrı bir düşünce sistemine sahip olduğu hissine yöneltir. Beden – Zekânın Özü “ Zihnin  Beden ‘e sandığımızdan daha çok ihtiyacı var” adlı kitabında İngiliz düşünür Guy Claxton bize yepyeni düşünce ufukları açıyor. “Kendi Kendini Tanı” deyişinin doğru yolda oluşması için bize yeni bir perspektif sunuyor. Bizi Kartezyen düşünce kalıplarımızdan bir (kısa sürede olsa) uzaklaşıp yeniden düşünmeye sevk ediyor. Okuyun. Seveceksiniz. En İçten Sevgi ve Saygılarımızla FURKAN ADALI